TÎN SURESİ


Ayet Getir
95-TÎN 8. Ayet

أَلَيْسَ اللَّهُ بِأَحْكَمِ الْحَاكِمِينَ

E leysallâhu bi ahkemil hâkimîn(hâkimîne).

Bayraktar Bayraklı

Allah, hâkimlerin hâkimi değil mi?


Edip Yüksel

ALLAH bilgelerin En Bilgesi değil midir?


Erhan Aktaş

Allah; hüküm verenlerin, en iyi hüküm vereni değil mi?


Muhammed Esed

Allah hükmedenlerin en adili değil mi?


Mustafa İslamoğlu

Şimdi (söyle ey insan): "Allah en iyi hükmeden değil de nedir?


Süleyman Ateş

Allâh, hüküm verenlerin en iyisi değil midir?


Süleymaniye Vakfı

En doğru karar, Allah’ın kararı değil midir?


Yaşar Nuri Öztürk

Allah, yargıçların en güzel hüküm vereni değil mi?


Ayetin Tefsiri

MEAL

8.) Şimdi (söyle ey insan): "Allah en iyi hükmeden değil de nedir?7

(M.İ)

8.) Seni hesaba çekip en adil hükmü verecek olan Allah değil midir?!

(M.Ö)

8.) “Allah Hakîmler Hakimi değil mi?”

(A.K)

7-8.) Ey elçimizi inkâr eden Mekkeli müşrikler! Durum böyle olduğu halde niçin hâlâ inkârda ısrar ediyor ve O’na ortak koşuyorsunuz? Şunu unutmayın ki Allah bu yaptığınızı cezasız bırakmayacak, yüce adaletiyle size müstehak olduğunuz cezayı verecektir.

(H,E;M,C)

TEFSİR

“Allah hüküm verenlerin en âdili değil midir?” cümlesi, Allah’ın evreni ve evrendeki varlıkları hikmet ve adalet ölçülerinde yaratıp yönettiğini, dünyada peygamberleri aracılığıyla en doğru ve âdil hükmü verdiğini, âhirette de yine en âdil hâkim olarak mahlûkat arasında hüküm vereceğini ifade eder. Sözün soru şeklinde olması hükmün kesinliğini gösterir. Hz. Peygamber bu âyeti okuyanın, “Evet, öyledir; ben de buna şahitlik edenlerdenim” demesini tavsiye etmiştir (bk. Tirmizî, “Tefsîr”,)

(DİYANET TEF.)

"Allah hükmedenlerin en güzel hükmedeni değil midir?" Yaratıklar hakkında böyle hüküm verdiğinde yüce Allah adil davrananların en adili değil midir? İnananlara ve inanmayanlara verdiği hükmünde yüce Allah'ın hikmeti son derecesine ulaşmış değil midir? Allah'ın hükmünde adalet apaçıktır. Hikmet besbellidir... Bundan dolayı, Hz. Ebu Hüreyre'den nakledilen merfu bir hadiste şunlar yer almaktadır: "Biriniz Tin suresini okuduğu zaman sonundaki (Allah hükmedenlerin en güzel hükmedeni değil midir?) ayetine gelince "Evet ben de buna şahitlerdenim" desin.

(S.KUTUB)

7. Yani sen küçük hükümdarların bile adaletle muamele etmelerini, suçlulara ceza vermelerini, iyi iş yapanlara mükâfat vermelerini istiyorken; Allah (c.c.) hakkında nasıl yanlış bir zan besliyorsun? Oysa Allah, o hükümdarlardan daha büyük bir hükümdar değil midir? Eğer Allah'ı en büyük hükümdar kabul ediyorsanız O'nun adalet etmeyeceğini nasıl düşünebilirsiniz? O'ndan iyiye de kötüye de aynı muameleyi yapmasını bekliyorsunuz. Bu dünyada en kötü iş işleyen ile en iyi iş işleyen aynı şekilde toprak olacaklar diye, hiç kimseye kötü amellerinin cezası ya da iyi işlerinin mükâfatının verilmeyeceğini mi sanıyorsunuz? İmam Ahmed, Tirmizî, Ebu Davut, İbn Münzir, Beyhakî, Hakim ve İbn Merduye, Ebu Hureyre'den şöyle nakletmişlerdir: "Rasulullah şöyle buyurdu: "Sizden kim "Tin" suresini okursa "eleysallahu bi ahkâmi'l Hâkimin'e" geldiğinde, "Bela ve ene alâ zalike mineşşahidin" (Evet, ben buna şehadet edenlerdenim) desin." Bazı rivayetlerde Rasulullah bu ayeti okuduktan sonra, "Subhaneke fe belâ" diyordu.

(MEVDUDİ)

Allah hikmet sahibi değil mi? Allah abesle mi iştigal ediyor? Laf olsun diye mi yarattı bu dünyayı? Eğlence olsun diye mi getirdi sizi dünyaya? Hayret, yani size göre ahiret olmasın mı? Yaşadığınız bu dünyanın sonunda bir hesap kitap olmasın mı? Yaptıklarınız hep yanınıza mı kalsın? Zalimin zulmü, mazlumun ahı yerde mi kalsın? İyiler, iyiliklerinin mükâfatını, kötüler de kötülüklerinin cezasını görmesin mi? Kim kabul eder bunu? Size kötülük yapanları sizler cezalandırmıyor musunuz? Dünyadaki hakimler, hükümdarlar bile itaat edenlere mükâfat, isyan edenlere ceza verirken Allah kullarını yeniden diriltip hesap sormayarak böyle bir hikmetsizlik yapsın öyle mi? Allah hikmet sahibi olanların, hâkimiyet sahibi olanların en hikmetlisi, en hakimi değil midir? Allah’ın yasaları en hikmetli yasalar değil mi? Allah’ın hayat programı en güzel, en hikmetli program değil midir? Allah’ın kanunları en hikmetli kanunlar değil mi? Niye O’nun kanunlarına değil de başkalarının kanunlarına tabi oluyorsunuz? Toplumdan, babadan, anadan, müdürden, amirden çekiniyorsunuz da Allah’tan niye çekinmiyorsunuz? Başkalarını hesaba kattığınız kadar Allah’ı niye hesaba katmıyorsunuz? Yoksa hayatınızda Allah herkesten daha hakim ve etkili değil mi?

Bu sûre kendisine geldikten sonra Rasulullah Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Allahümme fe belâ, Allahümme fe belâ” “Evet Allah’ım ben de buna şahidim, evet Allah’ım ben de buna şahidim ki sen hakimler hakimisin!” Bir rivâyette de Ebu Dâvûd ve Tirmizi’den Ebu Hureyre kanalıyla “Kim tin süresini okursa “Belâ ve ene ala zalike mineşşa-hidîn” desin,” buyurulmaktadır.

Bu sûrenin de sonuna geldik. Rabbim gereğiyle amel etmeyi hepimize nasit etsin.

(A.KÜÇÜK)

“Eleysâllâhû biâhkemi’l-hâkimîn” şimdi söyle ey insan Allah hükmedenlerin en iyisi değil midir? Evet, şimdi söyle. Önceki ayetle birlikte okursak ilâhî değerler sistemini yalanlamak Allah’ın yargısına karşı gelmek, onu reddetmek manasına gelir. Yani dini yalanlamak, aynı zamanda din gününü yalanlamak. Din gününü yalanlamak ilâhî yargıyı yalanlamak, yani ilâhî adaleti, adalet kelimesini Allah ile birlikte kullanmayı pek istemiyorum. Çünkü adalet insana nispet edilir Kur’an’ın tamamında. Allah’a rahmet nispet edilir. Ama burada anlaşılması için kullandım, ilâhî yargının en ideal oluşunu yalanlamak manasına geliyor.

Peygamberimiz bu ayetleri her okuyuşta Kur’an’la diyaloga girerdi, sanki Kur’an’la konuşur, sankisi fazla Kur’an’la konuşurdu ve Kur’an’ın sorusuna cevap verirdi, çünkü bu bir soru. “Belê yê Rab, ve-ene ‘âlê zêlike mine’ş-şêhidîn”. Elbette ya Rabbi, elbette Sen hüküm verenlerin en iyisisin ve ben de buna şahidim ya Rabbi derdi. Bunu sadece namaz dışında mı yapardı? Hayır namaz içinde de söylerdi. Bunu sadece bu sûrede mi? Hayır Kur’an’da diyalog isteyen tüm yerlerde Allah resulü Rabbimizle konuşur gibi cevap verirdi. Demek ki Kur’an’ı okumak, yani hakkını vererek okumak, Allah ile diyaloga girmektir. Rabbim Kur’an’ı böyle okuyanlardan kılsın.

7 Bir önceki âyetle birlikte: Ey insan ilâhi değerler sistemi olan dini yalanlamak, esasen Allah'ın yargısını reddetmektir. Hz. Peygamber bu âyeti okuyuştan sonra, Kur'an'a canlı bir özne muamelesi yapıp onunla diyaloga girerek şöyle derdi: Belâ yâ Rab! Ve ene 'alâ zâlike mine'ş-şâhidîn: "Elbette ey Rabbim! Ve ben buna şahidim!" (Tirmizî ve Ebu Davud). Senedinde yer alan meçhul raviden dolayı hadis eleştirilmiştir. Ne var ki, Allah Rasulü ve sahabenin namaz içinde ve dışında okuduğu Kur'an'la aktif diyaloga girdiğine dair başka örnekler de vardır. Benzeri rivayetlerle birlikte değerlendirildiğinde, hadisin senedine yönelik itiraz, Nebi'nin vahye canlı bir özne muamelesi yaptığı gerçeğini değiştirmemektedir.

Ve êğîrû dâvêhûm eni’l-hamdû lillêhi Râbbil âlemin

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.

(M.İSLAMOĞLU)

SÛRE BİTTİ