SÂD
38:18 - Doğrusu biz, dağları Dâvûd'un emrine vermiştik. Gece-gündüz onunla birlikte Allah'ı anmaktadırlar.
Doğrusu biz, dağları Dâvûd'un emrine vermiştik. Gece-gündüz onunla birlikte Allah'ı anmaktadırlar.
Edip Yüksel
SÂD
38:18 - Dağları onun emrine vermiştik; onunla birlikte akşamleyin ve tan doğumu (Tanrı’yı) yüceltirlerdi.
Dağları onun emrine vermiştik; onunla birlikte akşamleyin ve tan doğumu (Tanrı’yı) yüceltirlerdi.
Erhan Aktaş
SÂD
38:18 - Dağları emrine amade kıldık. Akşamdan gündoğumuna1 onunla birlikte tesbih2 ederlerdi. 1- Her zaman, sürekli, bütün bir gün boyu. 2- Tesbih, tevhid inancının ve anlayışının kavranması ve Yaratıcı’nın tüm nitelikleriyle tanınması ve dillendirilmesi, tanıtılması demektir. Dağların, Allah’ı tesbih etmeleri demek; Allah’ın yaradılışlarına koyduğu yasalara bağlılık içinde, varlık amaçlarına uygun bir hal içinde bulunmaları demektir. Bu bağlamda, evrende olan tüm canlı ve cansız varlıklar Allah’ı tesbih etmektedirler. Hal diliyle ortaya konan bu gerçeklik, aslında Allah’ın tüm nitelikleri ile tanınması, tanıtılmasını ifade etmektedir.
Dağları emrine amade kıldık. Akşamdan gündoğumuna1 onunla birlikte tesbih2 ederlerdi. 1- Her zaman, sürekli, bütün bir gün boyu. 2- Tesbih, tevhid inancının ve anlayışının kavranması ve Yaratıcı’nın tüm nitelikleriyle tanınması ve dillendirilmesi, tanıtılması demektir. Dağların, Allah’ı tesbih etmeleri demek; Allah’ın yaradılışlarına koyduğu yasalara bağlılık içinde, varlık amaçlarına uygun bir hal içinde bulunmaları demektir. Bu bağlamda, evrende olan tüm canlı ve cansız varlıklar Allah’ı tesbih etmektedirler. Hal diliyle ortaya konan bu gerçeklik, aslında Allah’ın tüm nitelikleri ile tanınması, tanıtılmasını ifade etmektedir.
Muhammed Esed
SÂD
38:18 - (ve bunun için,) her sabah ve her akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken dağları o'na eşlik ettirirdik,
(ve bunun için,) her sabah ve her akşam sınırsız kudret ve egemenliğimizi anarken dağları o'na eşlik ettirirdik,
Mustafa İslamoğlu
SÂD
38:18 - İşte bu yüzden, her sabah ve her akşam, onunla birlikte emrimize amade kıldığımız dağlar da kudret ve ihtişamımızı dillendirirdi;
İşte bu yüzden, her sabah ve her akşam, onunla birlikte emrimize amade kıldığımız dağlar da kudret ve ihtişamımızı dillendirirdi;
Süleyman Ateş
SÂD
38:18 - Biz dağları onunla beraber (tesbih etmeleri için) boyun eğdirmiştik; akşam sabah onunla tesbih ederler (onun yaptığı tesbihle çınlarlar)dı.
Biz dağları onunla beraber (tesbih etmeleri için) boyun eğdirmiştik; akşam sabah onunla tesbih ederler (onun yaptığı tesbihle çınlarlar)dı.
Süleymaniye Vakfı
SÂD
38:18 - Akşamleyin ve kuşluk[*] vaktinde onunla birlikte ibadet eden dağları, hizmetine vermiştik.
[*] Güneş ışıklarının yeryüzüne yayıldığı kuşluk vakti (Lisan’ul-Arab). Bu vakitte kılınan namaza salatu’d-duhâ veya salâtü’l-işrâk denir. Türkçede ona kuşluk namazı denir. (Bkz. Taberi, Tefsir, 21/169).
Akşamleyin ve kuşluk[*] vaktinde onunla birlikte ibadet eden dağları, hizmetine vermiştik.
[*] Güneş ışıklarının yeryüzüne yayıldığı kuşluk vakti (Lisan’ul-Arab). Bu vakitte kılınan namaza salatu’d-duhâ veya salâtü’l-işrâk denir. Türkçede ona kuşluk namazı denir. (Bkz. Taberi, Tefsir, 21/169).
Yaşar Nuri Öztürk
SÂD
38:18 - Dağları onunla birlikte buyruk altına almıştık: Akşam sabah birlikte tespih ederlerdi.
Dağları onunla birlikte buyruk altına almıştık: Akşam sabah birlikte tespih ederlerdi.