NÛR SURESİ

Ayet Getir

سُورَةٌ أَنزَلْنَاهَا وَفَرَضْنَاهَا وَأَنزَلْنَا فِيهَا آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لَّعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Sûratun enzelnâhâ ve faradnâhâ ve enzelnâ fîhâ âyâtin beyyinâtin leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Bayraktar Bayraklı

Bu, hükümlerini farz kılarak indirdiğimiz bir sûredir. Bu sûrede düşünüp öğüt alasınız diye apaçık deliller de indirdik.


Cemal Külünkoğlu

(Bu sure) bizim indirdiğimiz ve (hükümlerinin tatbikini) farz kıldığımız bir suredir. Öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler indirdik.


Diyanet İşleri (eski)

Bu, indirip, hükümlerini kesinleştirdiğimiz suredir. Öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler indirdik.


Diyanet Vakfi

(Bu) Bizim inzâl ettiğimiz ve (hükümlerini üzerinize) farz kıldığımız bir sûredir. Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık seçik âyetler indirdik.


Edip Yüksel

Bu, indirerek yasa olarak yayımladığımız bir sure olup öğüt alasınız diye içine apaçık ayetler yerleştirdik.


Elmalılı Hamdi Yazır

Bir Sûre ki indirdik ve farz kıldık hem içinde açık açık âyetler indirdik gerek ki beller tutarsınız


Muhammed Esed

Yücelerden indirdiğimiz, açık ve kesin hükümlerle vaz'ettiğimiz bir suredir bu; bu (sure)de (de) apaçık mesajlar indirdik ki belki ders alır da aklınızda tutarsınız.


Mustafa İslamoğlu

Bu, Bizim indirdiğimiz, kesin ve ayrıntılı hükümleri açıkladığımız bir suredir; ve Biz onda hakikatin apaçık belgesi olan ayetler indirdik ki, sorumluluğunuzu hatırlayasınız.


Seyyid Kutub

Bu indirip hükümlerini farz kıldığımız bir suredir. Öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler indirdik.


Süleyman Ateş

Bu indirdiğimiz ve uygulanmasını farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda açık açık âyetler indirdik.


Süleymaniye Vakfı

Bu, indirdiğimiz ve farz kıldığımız bir suredir. Belki bilgilerinizi kullanırsınız diye bu surede açık ayetler indirmişizdir.


Tefhim-ul Kuran

(Bu,) İndirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir suredir; içinde umulur ki, öğüt alıp düşünürsünüz diye apaçık ayetler indirdik.


Yaşar Nuri Öztürk

Bir suredir, indirdik onu; farz kıldık onu... Ve içinde açık seçik ayetler indirdik ki, düşünüp ders alabilesiniz.


الزَّانِيَةُ وَالزَّانِي فَاجْلِدُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِّنْهُمَا مِئَةَ جَلْدَةٍ وَلَا تَأْخُذْكُم بِهِمَا رَأْفَةٌ فِي دِينِ اللَّهِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَلْيَشْهَدْ عَذَابَهُمَا طَائِفَةٌ مِّنَ الْمُؤْمِنِينَ

Ez zâniyetu vez zânî feclidû kulle vâhıdin min humâ miete celdetin ve lâ te’huzkum bi himâ ra’fetun fî dînillâhi in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhır(âhırı), vel yeşhed azâbehumâ tâifetun minel mu’minîn(mu’minîne).

Bayraktar Bayraklı

Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz değnek vurunuz; Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın cezasında onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.


Cemal Külünkoğlu

Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek (sopa) vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın hükmünü uygulamada acıma hissi sakın sizi etkisi altına almasın. Onların bu cezalandırılmalarında mü'minlerden bir grup da şahit olsunlar (ki bu uygulamanın bir caydırıcılığı olsun)!


Diyanet İşleri (eski)

Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda o ikisine acımayın. Onların ceza görmesine, inananlardan bir topluluk da şahit olsun.


Diyanet Vakfi

Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.


Edip Yüksel

Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz celde vurunuz. ALLAH’a ve ahiret gününe Gerçeği onaylıyorsanız, onlara olan acıma duygunuz ALLAH’ın yasasını uygulamakta size engel olmamalı. Gerçeği onaylayanlardan bir grup onların cezalandırılma işlemine tanık olsun.


Elmalılı Hamdi Yazır

Zaniye ve zanî, hemen bunlardan her birine yüz değnek vurun, Allahın dininde bunlara bir acıyacağız tutmasın, Allaha ve Âhıret gününe gerçekten inanıyorsanız, hem mü'minlerden bir taife azâblarına şâhid olsun


Muhammed Esed

İmdi, zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz değnek vurun ve eğer Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanıyorsanız, onlara karşı duyduğunuz acıma, sizi Allah'ın bu yasasını uygulamaktan alıkoymasın; ve inananlardan bir topluluk da onların cezalandırılmalarına şahit olsun.


Mustafa İslamoğlu

Zina eden kadın ve zina eden erkek: işte bunlardan her biri için, etkisi cilt ile sınırlı yüz vuruş yapın; eğer Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanıyorsanız, o ikisine olan acıma duygunuz sizi Allah'ın hükmünü uygulamaktan alıkoymasın; inananlardan bir gurup da onların cezalandırılmasına tanık olsun.


Seyyid Kutub

Zina eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer sopa vurunuz. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, O'nun dini konusunda onlara acımayınız. Onların ceza görmesine mü'minlerden bir grup da şahit olsun.


Süleyman Ateş

Zinâ eden kadın ve zinâ eden erkeğin her birine yüz değnek vurun; Allah'a ve âhiret gününe inananlar iseniz Allâh'ın cezâsını uygulamada sizi, onlara karşı acıma duygusu tut(up engelle)mesin. Mü'minlerden bir grup da onlara yapılan azâba şâhid olsun.


Süleymaniye Vakfı

Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüz kamçı[*] vurun. Eğer Allah’a ve son güne inanıyorsanız, Allah’ın verdiği cezayı yerine getirirken onlara karşı yumuşamayın. İnananlardan bir takımı da onlara yapılan azabı gözleriyle görsün. [*] ...


Tefhim-ul Kuran

Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah'ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya mü'minlerden bir grup da şahit bulunsun.


Yaşar Nuri Öztürk

Zina eden kadınla zina eden erkek... Yüz vuruş vurun herbirinin ciltlerine... Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.


الزَّانِي لَا يَنكِحُ إلَّا زَانِيَةً أَوْ مُشْرِكَةً وَالزَّانِيَةُ لَا يَنكِحُهَا إِلَّا زَانٍ أَوْ مُشْرِكٌ وَحُرِّمَ ذَلِكَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ

Ez zânî lâ yenkihu illâ zâniyeten ev muşriketen vez zâniyetu lâ yenkihuhâ illâ zânin ev muşrikun, ve hurrime zâlike alâl mu’minîn(mu’minîne).

Bayraktar Bayraklı

Zina eden erkek, ancak zina eden veya müşrik olan bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir. Bu durum, müminlere çirkin gösterilmiştir.


Cemal Külünkoğlu

Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikâhlayamaz; zina eden kadını da zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikâhlayamaz. Bu tür evlilikler mü'minlere yasaklanmıştır.


Diyanet İşleri (eski)

Zina eden erkek, ancak zina eden veya putperest bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadınla da, ancak zina eden veya putperest olan bir erkek evlenebilir. Bu, müminlere yasak edilmiştir.


Diyanet Vakfi

Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenmez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.


Edip Yüksel

Zina eden bir erkek, eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir kadınla evlenir; zina eden bir kadın da eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir erkekle evlenir. Bu, gerçeği onaylayanlar için yasaktır.


Elmalılı Hamdi Yazır

Zânî bir zâniye veya müşrikeden başkasını nikâh etmez, zâniye, onu da bir zâni veya müşrikten başkası nikah etmez, mü'minlere ise bu haram kılındı.


Muhammed Esed

(Onların her ikisi de eşit derecede suçludur:) zina yapan erkek ancak zina yapan bir kadınla -yani, (kendi cinsel arzularını) tanrılaştıran bir kadınla- birleşir; zina yapan kadın da ancak zina yapan bir erkekle -yani, (kendi cinsel arzularını) tanrılaştıran erkekle- birleşir: bu (birleşme) müminlere yasak edilmiştir.


Mustafa İslamoğlu

Zina yapan erkek ancak zinakar bir kadınla; -diğer bir ifadeyle, cinsel güdülerine kul-köle olan bir kadınla- birlikte olur. Zina eden bir kadın da ancak zinakar bir erkekle; -diğer bir ifadeyle, cinsel güdülerine kul-köle olan bir erkekle- birlikte olur: zaten bu tür bir (birleşme) inananlara haram kılınmıştır.


Seyyid Kutub

Zina eden erkek, ancak zina eden ya da Allah'a ortak koşan bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadınla da ancak zina eden ya da Allah'a ortak koşan bir erkek evlenebilir. Bu tür evlilikler mü'minlere yasaklanmıştır.


Süleyman Ateş

Zinâ eden erkek, zinâ eden veya ortak koşan kadından başkasıyla evlenmez; zinâ eden kadın da zinâ eden veya ortak koşan erkekten başkasıyla evlenmez. Böyleleriyle evlenmek mü'minlere harâm kılınmıştır.


Süleymaniye Vakfı

Zina eden erkek, ancak zina eden veya müşrik olan bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadınla da, ancak zina eden veya müşrik olan bir erkek evlenebilir. Bunlar müminlere haram kılınmıştır.


Tefhim-ul Kuran

Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikâhlayamaz; zina eden kadını da, zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikâhlayamaz. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır.


Yaşar Nuri Öztürk

Zina eden erkeği zina eden bir kadın veya putperest bir kadından başkası nikâhlamaz. Zina eden kadına gelince, onu da zina eden bir erkek veya putperest bir erkekten başkası nikâhlamaz. Müminlere bu, haram kılınmıştır.


وَالَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَأْتُوا بِأَرْبَعَةِ شُهَدَاء فَاجْلِدُوهُمْ ثَمَانِينَ جَلْدَةً وَلَا تَقْبَلُوا لَهُمْ شَهَادَةً أَبَدًا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

Vellezîne yermûnel muhsanâti summe lem ye’tû bi erbaati şuhedâe feclidûhum semânîne celdeten ve lâ takbelû lehum şehâdeten ebedâ(ebeden), ve ulâike humul fâsikûn(fâsikûne).

Bayraktar Bayraklı

Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra bunu ispat için dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurunuz ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyiniz. Onlar fâsıktırlar.


Cemal Külünkoğlu

Namuslu kadınlara zina isnat edip sonra da dört şahit getiremeyenlere seksen değnek (sopa) vurun. Artık onların şahitliğini asla kabul etmeyin. İşte bunlar yoldan çıkmış kimselerdir.


Diyanet İşleri (eski)

İffetli kadınlara zina isnat edip de, sonra dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun; ebediyen onların şahidliğini kabul etmeyin. İşte onlar yoldan çıkmış kimselerdir.


Diyanet Vakfi

Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu isbat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkârdırlar.


Edip Yüksel

Korunan kadınları suçladıktan sonra dört tanık getiremeyenlere seksen celde vurun ve onların tanıklığını ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.


Elmalılı Hamdi Yazır

Irz ehli kadınlara atan, sonra dört şâhid getirmiyen kimselere de seksen değnek vurun ve ebedâ bunların şehâdetini kabul etmeyin, bunlar öyle fâsıklerdir


Muhammed Esed

İffetli kadınları (zinayla) suçlayıp sonra da (bu suçlamayı doğrulayıcı yönde) dört şahit getiremeyen kimselere gelince, böylelerine seksen değnek vurun; bundan böyle hiçbir zaman onların şahitliğini kabul etmeyin; çünkü bunlar gerçekten yoldan çıkmış kimselerdir!


Mustafa İslamoğlu

İffetli kadınları (zinayla) suçlayıp da, ardından buna dört tanık getirmeyen kimselere gelince: işte böylelerine seksen celde vurun, bir daha da onların tanıklığını kabul etmeyin: zira gerçekte kötü yola düşenler işte bunlardır.


Seyyid Kutub

İffetli kadınlara zina etmekle suçladıktan sonra, bu konuda dört şahit gösteremeyenlere seksen sopa vurunuz ve artık şahitliklerini hiç kabul etmeyiniz. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.


Süleyman Ateş

Namuslu kadınları zinâ ile suçlayıp da sonra (bu suçlamalarını ispat için) dört şâhid getirmeyenlere seksen değnek vurun ve artık onların şâhidliğini asla kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.


Süleymaniye Vakfı

İffetli kadınlara zina suçu atan sonra dört şahit getiremeyenlere seksen kamçı vurun; ebediyen onların şahitliğini kabul etmeyin. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.


Tefhim-ul Kuran

Korunan (iffetli) kadınlara (zina suçu) atan, sonra dört şahid getirmeyenlere de seksen değnek vurun ve onların şahidliklerini ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar fasık olanlardır.


Yaşar Nuri Öztürk

İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir.


إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا مِن بَعْدِ ذَلِكَ وَأَصْلَحُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

İllâllezîne tâbû min ba’di zâlike ve aslehû, fe innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Bayraktar Bayraklı

Ancak, bundan sonra tövbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhamet sahibidir.


Cemal Külünkoğlu

Ancak tevbe edip kendini düzeltenler müstesna. Çünkü Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.


Diyanet İşleri (eski)

Ama bundan sonra, tevbe edip düzelenler bunun dışındadır. Şüphesiz Allah bağışlar ve merhamet eder.


Diyanet Vakfi

Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.


Edip Yüksel

Bununla birlikte, bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler için ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.


Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak onun arkasından tevbe edip ıslâhı hal edenler başka, zira Allah, gafurdur, rahîmdir


Muhammed Esed

Ancak, bundan sonra (yaptığından ötürü) tevbe edip kendini düzeltenler (bu kısıtlamanın dışındadır); çünkü Allah çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır.


Mustafa İslamoğlu

Ancak bunun ardından tevbe edip kendilerini düzeltenler bunun dışındadır; iyi bilin ki Allah tarifsiz bir bağış, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.


Seyyid Kutub

Yalnız bu iftira suçunun arkasından tevbe ederek tutumlarını düzeltenler bu hükmün kapsamı dışındadırlar. Çünkü Allah affedicidir, merhametlidir.


Süleyman Ateş

Ancak bundan sonra tevbe edip uslananlar hariç. Çünkü Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir.


Süleymaniye Vakfı

Bundan sonra, tevbe eden ve kendini düzeltenler başka. Allah bağışlar, ikramı boldur.


Tefhim-ul Kuran

Ancak bundan sonra tevbe eden ve salihçe davrananlar hariç. Çünkü gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.


Yaşar Nuri Öztürk

Bu suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler müstesna. Şu bir gerçek ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.


وَالَّذِينَ يَرْمُونَ أَزْوَاجَهُمْ وَلَمْ يَكُن لَّهُمْ شُهَدَاء إِلَّا أَنفُسُهُمْ فَشَهَادَةُ أَحَدِهِمْ أَرْبَعُ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ

Vellezîne yermûne ezvâcehum ve lem yekun lehum şuhedâu illâ enfusuhum fe şehâdetu ehadihim erbaû şehâdâtin billâhi innehû le mines sâdıkîn(sâdıkîne).

Bayraktar Bayraklı

Eşlerini zina ile suçlayıp kendilerinden başka şahitleri bulunmayan kimselere gelince, onlardan her birinin şahitliği, kendisinin mutlaka doğru söyleyenlerden olduğuna dört defa Allah'ı şahit tutmasıdır.


Cemal Külünkoğlu

(6-7) Eşlerini zina etmekle suçlayan ve bu konuda kendilerinden başka şahit gösteremeyen erkekler, eğer Allah hakkı için doğru söylediklerine ilişkin dört kez yemin ederlerse, tek başlarına yaptıkları bu şahitlik, dört şahitlik yerine geçer. Beşinci (yemin) ise, eğer yalan söyleyenlerdense, Allah'ın lanetinin muhakkak kendi üzerinde olması(nı kabul etmesi)dir (“Eğer yalan söylüyorsam, Allah'ın laneti üzerime olsun” demesidir).


Diyanet İşleri (eski)

(6-7) Karılarına zina isnat edip de kendilerinden başka şahidleri olmayanların şahidliği, kendisinin doğru sözlülerden olduğuna Allah'ı dört defa şahit tutmasıyla olur. Beşincisinde, eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendisine olmasını diler.


Diyanet Vakfi

(6-7) Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği, kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lânetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.


Edip Yüksel

Eşlerini suçlayıp kendilerinden başka tanıkları olmayan erkeklerden birinin tanıklığı, doğru konuştuğuna dair dört kez ALLAH’a yemin etmesiyle geçerli olabilir.


Elmalılı Hamdi Yazır

Zevcelerine atan kendi nefislerinden başka şâhidleri de olmıyan kimseler ise her biri şöyle şehâdet etmelidir: dört şehâdet «billâhi kendisi şübhesiz sadıklardan» diye


Muhammed Esed

Kendi zevcelerini zinayla suçlayan, fakat kendilerinden başka şahitleri olmayan kimselere gelince; bu (suçlamayı yapanların) her biri doğru söylediklerine dair dört kere Allah'ı şahit tutsunlar,


Mustafa İslamoğlu

Bir de kendilerinden başka tanıkları olmadığı halde eşlerini (zinayla) suçlayan kimseler var. İşte bu tür kişilerin her birine düşen, dört kez kendisinin doğru söylediğine Allah'ı tanık tutarak şahadette bulunmaktadır;


Seyyid Kutub

Eşlerini zina etmekle suçlayan ve bu konuda kendilerinden başka şahit gösteremeyen erkekler, eğer Allah hakkı için doğru söylediklerine ilişkin dört kez yemin ederlerse, tek başlarına yaptıkları bu şahitlik, dört şahitlik yerine geçer.


Süleyman Ateş

Eşlerini zinâ ile suçlayıp kendilerinden başka şâhidleri bulunmayan kimselere gelince: Onlardan her birinin şâhidliği, kendisinin mutlaka doğru söyleyenlerden olduğuna, dört defa Allâh'ı şâhid tutmasıdır.


Süleymaniye Vakfı

Karılarına zina suçu atan ve kendileri dışında şahitleri olmayanlar... Böyle birinin şahitliği, kesinkes doğru söylediğine dair dört defa Allah’ı şahit tutması ile olur.


Tefhim-ul Kuran

Kendi eşlerine (zina suçu) atan ve kendileri dışında şahidleri bulunmayanlar ise, onlardan da her birinin şahidliği, Allah adına dört (kere yemin) ile kendisinin hiç şüphesiz doğru söyleyenlerden olduğuna şahidlik etmektir.


Yaşar Nuri Öztürk

Kendi eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka tanıkları olmayanların herbirinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru sözlülerden olduğu hususunda Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık ikrarıdır.


وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَيْهِ إِن كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينَ وَيَدْرَأُ

Vel hâmisetu enne la’netallâhi aleyhi in kâne minel kâzibîn(kâzibîne).

Bayraktar Bayraklı

Beşinci yemininde, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerinde olmasını diler.


Cemal Külünkoğlu

(6-7) Eşlerini zina etmekle suçlayan ve bu konuda kendilerinden başka şahit gösteremeyen erkekler, eğer Allah hakkı için doğru söylediklerine ilişkin dört kez yemin ederlerse, tek başlarına yaptıkları bu şahitlik, dört şahitlik yerine geçer. Beşinci (yemin) ise, eğer yalan söyleyenlerdense, Allah'ın lanetinin muhakkak kendi üzerinde olması(nı kabul etmesi)dir (“Eğer yalan söylüyorsam, Allah'ın laneti üzerime olsun” demesidir).


Diyanet İşleri (eski)

(6-7) Karılarına zina isnat edip de kendilerinden başka şahidleri olmayanların şahidliği, kendisinin doğru sözlülerden olduğuna Allah'ı dört defa şahit tutmasıyla olur. Beşincisinde, eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendisine olmasını diler.


Diyanet Vakfi

(6-7) Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği, kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lânetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.


Edip Yüksel

Beşinci yeminde de, yalancı olduğu taktirde ALLAH’ın lanetinin kendisi üzerine olmasını diler.


Elmalılı Hamdi Yazır

Beşincisi de eğer kâziblerden ise muhakkak Allahın lâ'neti boynuna


Muhammed Esed

ve beşincisinde de, (bu suçlamayı yapan kişi), eğer yalancılardansa, Allah'ın lanetine razı olduğunu (ifade etsin).


Mustafa İslamoğlu

beşincisinde ise, eğer yalancılardan biriyse Allah'ın lanetinin üzerine olmasını (ister).


Seyyid Kutub

Beşinci keresinde de «Eğer yalan söylüyorsam, Allah'ın lanetine uğrayayım» demeleri gerekir.


Süleyman Ateş

Beşinci defa da: Eğer yalan söyleyenlerden ise Allâh'ın la'netinin kendi üzerine olmasını diler.


Süleymaniye Vakfı

Beşincisinde, eğer yalan söylüyorsa Allah’ın lanetine uğramayı diler.


Tefhim-ul Kuran

Beşinci (yemini) ise, eğer yalan söyleyenlerdense, Allah'ın lanetinin muhakkak kendi üzerinde olması(nı kabul etmesi)dir.


Yaşar Nuri Öztürk

Beşincide, eğer yalancılardansa, Allah'ın laneti üzerine olsun diye söz söyler.


عَنْهَا الْعَذَابَ أَنْ تَشْهَدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ

Ve yedraû anhâl azâbe en teşhede erbaa şehâdâtin billâhi innehu le minel kâzibîn(kâzibîne).

Bayraktar Bayraklı

Kadının da dört defa Allah'ı şahit tutup, kocasının mutlaka yalan söyleyenlerden olduğuna şahitlik etmesi, kendisinden cezayı kaldırır.


Cemal Külünkoğlu

(8-9) Kadının da o (kocası)nın gerçekten yalancı olduğuna dair Allah'a yemin ederek dört defa şahitlik etmesi, kendisinden cezayı kaldırır. Beşinci defada o (kocası)nın söylediğinin doğru olması halinde, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesidir (“Eğer kocamın söylediği doğru ise, Allah'ın gazabı üzerime olsun” demesidir).


Diyanet İşleri (eski)

(8-9) Kocasının yalancılardan olduğuna Allah'ı dört defa şahit tutması, cezayı kadından savar. Beşincisinde, kocası doğrulardan ise kendisinin Allah'ın gazabına uğramasını diler.


Diyanet Vakfi

(8-9) Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi, beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır.


Edip Yüksel

Dört kez ALLAH’a yemin ederek kocasının yalan söylediğine tanıklıkta bulunduğu taktirde kadın cezayı savar.


Elmalılı Hamdi Yazır

Kadından azâbı dört kerre şöyle şehâdet etmesi def'eder: «billâhi o muhakkak yalancılardan»


Muhammed Esed

Ve (suçlanan kadına gelince,) onun, kocasının yalan söylediğine dair Allah'ı dört defa şahit tutması (bu suça verilecek) cezayı ondan giderir;


Mustafa İslamoğlu

(Suçlanan eşin) Allah'ı tanık tutarak, dört kez (kocasının) yalan söylediğine dair şahadette bulunması, cezayı kendisinden düşürür;


Seyyid Kutub

Fakat suçlanan kadının «Allah hakkı için kocam yalan söylüyor» diye kendi adına dört kez şahitlik etmesi, kendisini cezaya çarpılmaktan kurtarır.


Süleyman Ateş

Kadının da dört defa sözüne Allâh'ı şâhid tutup kocasının, mutlaka yalan söyleyenlerden olduğuna şâhidlik etmesi, kendisinden azâbı kaldırır.


Süleymaniye Vakfı

Kadından o azabı (kamçı cezasını) giderecek olan şu şekilde dört defa şahitlik etmesidir: Allah şahit, kocası kesinkes yalan söylüyor.


Tefhim-ul Kuran

Onun (kadının) da dört kere Allah adına (yeminle) onun (kocasının) hiç şüphesiz yalan söyleyenlerden olduğuna şahidlik etmesi kendisinden cezayı uzaklaştırır.


Yaşar Nuri Öztürk

İtham edilen eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan olduğuna ilişkin, Allah adına dört kez yemin şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı düşürür.


وَالْخَامِسَةَ أَنَّ غَضَبَ اللَّهِ عَلَيْهَا إِن كَانَ مِنَ الصَّادِقِينَ

Vel hâmisete enne gadaballâhi aleyhâ in kâne mines sâdikîn(sâdikîne).

Bayraktar Bayraklı

Beşinci yemininde, eğer kocası doğrulardan ise, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını diler.


Cemal Külünkoğlu

(8-9) Kadının da o (kocası)nın gerçekten yalancı olduğuna dair Allah'a yemin ederek dört defa şahitlik etmesi, kendisinden cezayı kaldırır. Beşinci defada o (kocası)nın söylediğinin doğru olması halinde, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesidir (“Eğer kocamın söylediği doğru ise, Allah'ın gazabı üzerime olsun” demesidir).


Diyanet İşleri (eski)

(8-9) Kocasının yalancılardan olduğuna Allah'ı dört defa şahit tutması, cezayı kadından savar. Beşincisinde, kocası doğrulardan ise kendisinin Allah'ın gazabına uğramasını diler.


Diyanet Vakfi

(8-9) Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi, beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır.


Edip Yüksel

Beşinci yeminde de, kocasının doğru olması halinde kendisinin ALLAH’ın gazabına uğramasını diler.


Elmalılı Hamdi Yazır

Beşincisi de eğer o sadıklardan ise muhakkak Allahın gadabı kendinin üzerinedir


Muhammed Esed

ve beşincisinde, kocası doğruyu söylüyorsa, Allah'ın gazabına razı olduğunu (ifade etmesidir).


Mustafa İslamoğlu

beşincide eğer (kocası) doğru söylüyorsa, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını (ister).


Seyyid Kutub

Böyle bir kadının beşinci defasında da «Eğer kocamın söylediği doğru ise Allah'ın laneti üzerime olsun» demesi gerekir.


Süleyman Ateş

Beşinci defa da: Eğer kocası doğrulardan ise Allâh'ın gazabının kendi üzerine olmasını diler.


Süleymaniye Vakfı

Beşincisinde, eğer doğru söylüyorsa Allah’ın gazabına uğramayı diler.


Tefhim-ul Kuran

Beşinci (yemini) ise, eğer o (kocası) doğruyu söyleyenlerden ise, Allah'ın gazabının muhakkak kendi üzerinde olması(nı kabul etmesi) dır.


Yaşar Nuri Öztürk

Bu durumda kadının beşinci sözü, suçlayan erkek doğru söyleyenlerdense, "Allah'ın gazabının kendisi üzerine olması"nı söylemekten ibarettir.


وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَأَنَّ اللَّهَ تَوَّابٌ حَكِيمٌ

Ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu ve ennellâhe tevvâbun hakîm(hakîmun).

Bayraktar Bayraklı

Allah'ın size yönelik lütfu ve rahmeti olmasaydı ve Allah, tövbeleri çok kabul eden bir hikmet sahibi olmasaydı, ne yapardınız?


Cemal Külünkoğlu

Eğer Allah'ın sizin üzerinizde lütfu ve merhameti bulunmasaydı ve Allah tevbeleri çok kabul eden, hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (ne yapardınız)?


Diyanet İşleri (eski)

Allah'ın size nimet ve rahmeti bulunmasa ve Allah tevbeleri kabul eden ve Hakim olmasaydı suçlunun hemen cezasını verirdi.


Diyanet Vakfi

Ya Allah'ın size bol lütfu ve merhameti bulunmasaydı ve Allah, tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu)!


Edip Yüksel

ALLAH size bağışı ve merhametiyle davranmasaydı, ALLAH Tövbeleri Kabul Eden ve Bilge olmasaydı…


Elmalılı Hamdi Yazır

Ya olmasa idi üzerinizde Allahın fadl-ü rahmeti!... Ve hakıkat Allahın hakîm bir tevvab olması!...


Muhammed Esed

Ya Allah'ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı! (Ya) Allah hikmet ve adaletle hükmeden bir tevbe kabul edicisi olmasaydı..!


Mustafa İslamoğlu

(Düşünsenize bir), ya Allah'ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı? İyi ki Allah, kendisine yönelenlerin tevbesini tekrar tekrar kabul edendir, üstün hikmet sahibidir.


Seyyid Kutub

Eğer Allah'ın size yönelik lütfu ve merhameti olmasaydı, eğer O tövbelerin kabul edicisi ve hikmet sahibi olmasaydı, acaba haliniz ne olurdu?


Süleyman Ateş

Ya Allâh'ın size lutfu ve rahmeti olmasaydı ve Allâh, tevbeleri çok kabul eden ve hikmet sâhibi olmasaydı (ne yapardınız)?


Süleymaniye Vakfı

Allah’ın size iyiliği ve ikramı olmasaydı böyle olmazdı. Allah tövbeleri kabul eder ve doğru karar verir.


Tefhim-ul Kuran

Eğer Allah'ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (ne yapardınız) ?


Yaşar Nuri Öztürk

Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı neylerdiniz! Ve hiç kuşku yok Allah Tevvâb'dır, Hakîm'dir.


إِنَّ الَّذِينَ جَاؤُوا بِالْإِفْكِ عُصْبَةٌ مِّنكُمْ لَا تَحْسَبُوهُ شَرًّا لَّكُم بَلْ هُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُم مَّا اكْتَسَبَ مِنَ الْإِثْمِ وَالَّذِي تَوَلَّى كِبْرَهُ مِنْهُمْ لَهُ عَذَابٌ عَظِيمٌ

İnnellezîne câû bil ifki usbetun minkum, lâ tahsebûhu şerren lekum, bel huve hayrun lekum, li kullimriin minhum mâktesebe minel ismi, vellezî tevellâ kibrahu minhum lehu azâbun azîm(azîmun).

Bayraktar Bayraklı

O iftirayı atanlar şüphesiz içinizden bir gruptur. Bu olayın, hakkınızda bir kötülük olduğunu sanmayınız. Tam aksine sizin için daha hayırlı olmuştur. Onlardan her biri işlediği suçun cezasını çekecektir. İçlerinden önderlik yapıp suçun büyüğünü yüklenen kişiye ise, büyük bir azap vardır.


Cemal Külünkoğlu

(Peygamber'in eşi Aişe'yi) iffetsizlikle suçlayanlar (ona iftira atanlar) içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için kötü bir şey sanmayın! Tersine belki sizin için hayırdır! (İftiracılara gelince,) onların her biri (böyle yaparak) işledikleri günahın yükünü taşıyacaklardır ve onlardan bu (günahın) işlenmesinde başı çeken (Abdullah İbni Ubeyy)i vahim bir azap beklemektedir!


Diyanet İşleri (eski)

(Peygamber'in eşi hakkında) o yalanı uyduranlar içinizden bir güruhtur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın, o sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı günah karşılığı ceza vardır; içlerinden elebaşılık yapana ise büyük azap vardır.


Diyanet Vakfi

(Peygamber'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.


Edip Yüksel

O iftirayı, sizden bir çete uydurdu. Onun sizin için kötü olduğunu sanmayın; aksine sizin için iyi (bir ders) dir. Bu arada, onlardan her biri günahı paylaşmıştır. Elebaşılık yapanları da büyük bir cezayı haketmiştir.


Elmalılı Hamdi Yazır

Haberiniz olsun ki ifk ile gelenler içinizden bir takımdır; onu hakkınızda bir şer sanmayın, belki o, hakkınızda bir hayırdır, onlardan her kişiye o vebalden kazandığı, büyüğüne tesaddî eden, ona da büyük bir azâb vardır


Muhammed Esed

Başkalarını yalan yere iffetsizlikle suçlayanlar içinizden bir güruhtur; (fakat, siz, bu haksız suçlamaya maruz kalanlar,) bunu kendiniz için kötü bir şey sanmayın; tersine bu sizin için hayırdır! (İftiracılara gelince,) onların her biri (böyle yaparak) işledikleri günahın yükünü taşıyacaklardır; ve onlardan bu (günahın) işlenmesinde başı çekenleri vahim bir azap beklemektedir!


Mustafa İslamoğlu

Gerçek şu ki, iftirayı tasarlayanlar içinizden bir güruhtur. Siz (ey bu iftiranın mağdurları)! Sanmayın ki bu size dokunan bir şerdir, aksine bu sizin için bir hayırdır! Onlardan her birinin kazandığı günah oranında (cezası) vardır; ama onlar içerisinden bu işin elebaşılığını üstlenen kimse var ya: onu korkunç bir azap beklemektedir.


Seyyid Kutub

O ağır iftirayı ortaya atanlar, sizden bir gruptur. Bu olayı kendiniz için kötü bir şey sanmayınız. Tersine o sizin için iyidir. O grubun içinde bulunan herkes payına düşen günahın cezasını görecektir. Suçun büyük bölümünü omuzlarında taşıyan o grubun elebaşısı ise büyük bir azaba çarpılacaktır.


Süleyman Ateş

O yalan haberi getir(ip ortaya at)anlar, içinizden bir topluluktur. Siz, onu sizin için şer sanmayın. Tersine o, sizin için hayırdır. Onlardan her kişi işlediği günâh'ın cezâsını görecektir. Onlardan o(yala)nın en büyüğünü idâre edene de büyük bir azâb vardır.


Süleymaniye Vakfı

O çarpıtılmış haberi getirenler içinizden bir çetedir. Onu sizin için şerli görmeyin, aksine o sizin hayrınızadır. Onlardan her biri için, suça ortaklığına denk ceza vardır[*]. Suçun elebaşlığını yapan için de ağır bir azap vardır. [*]  مَّا اكْتَسَبَ مِنَ الْإِثْمِ ayetine مقدار ما اكتسب anlamı verilmiştir.


Tefhim-ul Kuran

Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır.


Yaşar Nuri Öztürk

O ifki/yalan haberi/iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye o günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır.