GÂŞİYE SURESİ

Ayet Getir

فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ

Fîhâ aynun câriyetun.

Bayraktar Bayraklı

(12-16) Orada akan pınarlar olacak; orada yüksek divanlar; konulmuş kadehler, dizilmiş koltuklar, yastıklar; serilmiş halılar olacak.


Cemal Külünkoğlu

Orada akan bir pınar vardır.


Diyanet İşleri (eski)

Orada akan kaynak vardır.


Diyanet Vakfi

(12-16) Orada (cennette) devamlı akan bir pınar, orada yükseltilmiş tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş halılar vardır.


Edip Yüksel

Orada akan bir kaynak var.


Elmalılı Hamdi Yazır

Onda carî bir menba'


Muhammed Esed

Sayısız pınarlar akacak orada,


Mustafa İslamoğlu

orada tarifsiz bir (mutluluk) pınarı hep çağıldayacak,


Seyyid Kutub

Orada akan bir kaynak vardır.


Süleyman Ateş

Orada akan bir kaynak vardır.


Süleymaniye Vakfı

Orada akan bir kaynak,


Tefhim-ul Kuran

Orada 'durmaksızın akan' bir kaynak vardır.


Yaşar Nuri Öztürk

Akıp duran bir pınar vardır orada,


فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ

Fîhâ sururun merfûatun.

Bayraktar Bayraklı

(12-16) Orada akan pınarlar olacak; orada yüksek divanlar; konulmuş kadehler, dizilmiş koltuklar, yastıklar; serilmiş halılar olacak.


Cemal Külünkoğlu

Orada yükseklerde kurulmuş, tahtlar da vardır.


Diyanet İşleri (eski)

Orada, yükseltilmiş tahtlar vardır.


Diyanet Vakfi

(12-16) Orada (cennette) devamlı akan bir pınar, orada yükseltilmiş tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş halılar vardır.


Edip Yüksel

Orada yüksek mobilyalar var.


Elmalılı Hamdi Yazır

Onda yüksek serîrler


Muhammed Esed

(ve) yükseltilmiş (mutluluk) tahtları,


Mustafa İslamoğlu

orada sevinç ve huzur kaynağı yüce makamlar bulunacak;


Seyyid Kutub

Orada yükseltilmiş tahtlar vardır.


Süleyman Ateş

Orada yükseltilmiş tahtlar,


Süleymaniye Vakfı

orada yüksek tahtlar (koltuklar),


Tefhim-ul Kuran

Orada yükseklerde kurulmuş, tahtlar da vardır;


Yaşar Nuri Öztürk

Yüksek sedirler vardır orada,


وَأَكْوَابٌ مَّوْضُوعَةٌ

Ve ekvabun mevdûatun.

Bayraktar Bayraklı

(12-16) Orada akan pınarlar olacak; orada yüksek divanlar; konulmuş kadehler, dizilmiş koltuklar, yastıklar; serilmiş halılar olacak.


Cemal Külünkoğlu

(14-16) (Önlerine) konmuş bardaklar, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş yumuşak tüylü halılar vardır.


Diyanet İşleri (eski)

Yerleştirilmiş kaseler,


Diyanet Vakfi

(12-16) Orada (cennette) devamlı akan bir pınar, orada yükseltilmiş tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş halılar vardır.


Edip Yüksel

Kadehler konulmuş,


Elmalılı Hamdi Yazır

Konulmuş küpler


Muhammed Esed

doldurulmuş kadehler,


Mustafa İslamoğlu

her an içime hazır dolu dolu tarifsiz kupalar,


Seyyid Kutub

Konulmuş kadehler.


Süleyman Ateş

Konulmuş kadehler,


Süleymaniye Vakfı

dizi dizi kadehler,


Tefhim-ul Kuran

Konulmuş (içecek dolu) kaplar,


Yaşar Nuri Öztürk

Hizmete sunulmuş kadehler,


وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ

Ve nemârıku masfûfetun.

Bayraktar Bayraklı

(12-16) Orada akan pınarlar olacak; orada yüksek divanlar; konulmuş kadehler, dizilmiş koltuklar, yastıklar; serilmiş halılar olacak.


Cemal Külünkoğlu

(14-16) (Önlerine) konmuş bardaklar, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş yumuşak tüylü halılar vardır.


Diyanet İşleri (eski)

Sıra sıra yastıklar,


Diyanet Vakfi

(12-16) Orada (cennette) devamlı akan bir pınar, orada yükseltilmiş tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş halılar vardır.


Edip Yüksel

Yastıklar dizilmiş,


Elmalılı Hamdi Yazır

Dizilmiş koltuklar, yastıklar


Muhammed Esed

dizilmiş yastıklar,


Mustafa İslamoğlu

yan yana dizilmiş minderler


Seyyid Kutub

Dizilmiş yastıklar.


Süleyman Ateş

Dizilmiş yastıklar,


Süleymaniye Vakfı

sıra sıra yastıklar,


Tefhim-ul Kuran

Dizi dizi yastıklar,


Yaşar Nuri Öztürk

Sıra sıra dizilmiş yastıklar,


وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌ

Ve zerâbiyyu mebsûsetun.

Bayraktar Bayraklı

(12-16) Orada akan pınarlar olacak; orada yüksek divanlar; konulmuş kadehler, dizilmiş koltuklar, yastıklar; serilmiş halılar olacak.


Cemal Külünkoğlu

(14-16) (Önlerine) konmuş bardaklar, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş yumuşak tüylü halılar vardır.


Diyanet İşleri (eski)

Serilmiş, yumuşak tüylü halılar vardır.


Diyanet Vakfi

(12-16) Orada (cennette) devamlı akan bir pınar, orada yükseltilmiş tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş halılar vardır.


Edip Yüksel

Ve halılar serilmiştir.


Elmalılı Hamdi Yazır

serilmiş nefîs döşemeler


Muhammed Esed

ve serilmiş halılar...


Mustafa İslamoğlu

ve serilmiş halılar…


Seyyid Kutub

Serilmiş halılar vardır.


Süleyman Ateş

Serilmiş halılar vardır.


Süleymaniye Vakfı

yayılmış sergiler vardır.


Tefhim-ul Kuran

Ve serilmiş yaygılar.


Yaşar Nuri Öztürk

Serilmiş seçme döşekler.


أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ

E fe lâ yanzurûne ilâl ibili keyfe hulikat.

Bayraktar Bayraklı

(17-20) Develerin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bakmazlar mı?


Cemal Külünkoğlu

Bakmıyorlar mı deveye, nasıl yaratılmıştır!


Diyanet İşleri (eski)

(17-20) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?


Diyanet Vakfi

(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?


Edip Yüksel

Bakmazlar mı develere, nasıl yaratıldı?


Elmalılı Hamdi Yazır

Ya hâlâ bakmazlar mı o deveye: nasıl yaratılmış?


Muhammed Esed

Peki, (o yeniden dirilmeyi inkar edenler) bakmazlar mı yağmur yüklü bulutlara (ve görmezler mi) nasıl yaratılmış onlar?


Mustafa İslamoğlu

Peki, (yeniden dirilişi inkar edenler) yağmur yüklü bulutlara bakmazlar mı nasıl yaratılmış?


Seyyid Kutub

Bu insanlar bakmıyorlar mı, develerin nasıl yaratıldığına?


Süleyman Ateş

Bakmıyorlar mı develere, nasıl yaratılmış?


Süleymaniye Vakfı

Hiç bakmazlar mı, bulut[*] nasıl yaratılmış? [*] İbil, deve sürüsü gibi gözüken yağmur yüklü bulut anlamına da gelir (el-Kâmûs c.3 s.48). Geniş bilgi için Fil Suresinde ebâbil kelimesi ile ilgili dipnota bkz.(Fil 105/3)


Tefhim-ul Kuran

Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?


Yaşar Nuri Öztürk

Bakmıyorlar mı o deveye, nasıl yaratıldı!


وَإِلَى السَّمَاء كَيْفَ رُفِعَتْ

Ve ilâs semâi keyfe rufiat.

Bayraktar Bayraklı

(17-20) Develerin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bakmazlar mı?


Cemal Külünkoğlu

Bakmıyorlar mı göğe, nasıl yükseltilmiştir!


Diyanet İşleri (eski)

(17-20) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?


Diyanet Vakfi

(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?


Edip Yüksel

Ve göğe, nasıl yükseltildi?


Elmalılı Hamdi Yazır

Ve o göğe: nasıl kaldırılmış?


Muhammed Esed

Ve (bakmazlar mı) göğe, nasıl yükseltilmiş?


Mustafa İslamoğlu

Ve gök kubbeye (bakmazlar mı), nasıl yükseltilmiş?


Seyyid Kutub

Göğün nasıl yükseltildiğine?


Süleyman Ateş

Göğe, nasıl yükseltilmiş?


Süleymaniye Vakfı

Gök nasıl yükseltilmiş?


Tefhim-ul Kuran

Göğe; nasıl yükseltildi?


Yaşar Nuri Öztürk

Ve göğe ki, nasıl yükseltildi!


وَإِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ

Ve ilâl cibâli keyfe nusıbet.

Bayraktar Bayraklı

(17-20) Develerin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bakmazlar mı?


Cemal Külünkoğlu

Bakmıyorlar mı dağlara, nasıl dikilmişlerdir!


Diyanet İşleri (eski)

(17-20) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?


Diyanet Vakfi

(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?


Edip Yüksel

Ve dağlara, nasıl dikildi?


Elmalılı Hamdi Yazır

Ve o dağlara: nasıl dikilmiş?


Muhammed Esed

Ve dağlara, nasıl sağlamca dikilmiş?


Mustafa İslamoğlu

Ve dağlara (bakmazlar mı), nasıl dikilmiş?


Seyyid Kutub

Dağların nasıl dikildiğine?


Süleyman Ateş

Dağlara, nasıl dikilmiş?


Süleymaniye Vakfı

Dağlar nasıl dikilmiş?


Tefhim-ul Kuran

Dağlara; nasıl oturtulup kuruldu?


Yaşar Nuri Öztürk

Ve dağlara ki, nasıl dikildi!


وَإِلَى الْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ

Ve ilâl ardı keyfe sutıhat.

Bayraktar Bayraklı

(17-20) Develerin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bakmazlar mı?


Cemal Külünkoğlu

Bakmıyorlar mı yeryüzüne, nasıl döşenmiştir!


Diyanet İşleri (eski)

(17-20) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?


Diyanet Vakfi

(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?


Edip Yüksel

Ve yere, nasıl döşendi?


Elmalılı Hamdi Yazır

Ve o Arza nasıl satıhlanmış?


Muhammed Esed

Ve toprağa, nasıl yayılmış?


Mustafa İslamoğlu

Ve yeryüzüne (bakmazlar mı), nasıl yayılmış?


Seyyid Kutub

Yerin nasıl yayıldığına?


Süleyman Ateş

Yere, nasıl yayılıp döşenmiş?


Süleymaniye Vakfı

Yer nasıl döşenmiş?


Tefhim-ul Kuran

Yere; nasıl yayılıp döşendi?


Yaşar Nuri Öztürk

Ve yere, nasıl yayılıp döşendi!


فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنتَ مُذَكِّرٌ

Fe zekkir innemâ ente muzekkirun.

Bayraktar Bayraklı

Öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin.


Cemal Külünkoğlu

(Ey Muhammed!) Sen (Allah'ın nimetlerini) hatırlat ve öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt verensin.


Diyanet İşleri (eski)

Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçüsün.


Diyanet Vakfi

(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.


Edip Yüksel

Hatırlat, çünkü sen hatırlatıcısın.


Elmalılı Hamdi Yazır

haydi ıhtar et; sen şimdi sırf bir öğütçüsün


Muhammed Esed

İşte böyle, (ey Peygamber,) onlara öğüt ver; senin görevin yalnız öğüt vermektir:


Mustafa İslamoğlu

İmdi sen (ey peygamber) hatırlat! Çünkü sen sadece bir hatırlatıcısın;


Seyyid Kutub

Ey Muhammed! Sen öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt verensin.


Süleyman Ateş

Öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin.


Süleymaniye Vakfı

Öyleyse sen doğru bilgi ver (Kur’an’ı tebliğ et); senin görevin sadece bilgi vermektir.


Tefhim-ul Kuran

Artık sen, öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın.


Yaşar Nuri Öztürk

Artık uyar/düşündür! Çünkü sen bir uyarıcı/düşündürücüsün.


لَّسْتَ عَلَيْهِم بِمُصَيْطِرٍ

Leste aleyhim bi musaytır(musaytırın).

Bayraktar Bayraklı

Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.


Cemal Külünkoğlu

Sen, onlar üzerinde bir zorba değilsin.


Diyanet İşleri (eski)

Sen, onlara zor kullanacak değilsin.


Diyanet Vakfi

(21-26) O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.


Edip Yüksel

Sen onları zorlayacak değilsin.


Elmalılı Hamdi Yazır

Üzerlerine musallat değilsin


Muhammed Esed

sen onları (inanmaya) zorlayamazsın.


Mustafa İslamoğlu

onlara inanç dayatan bir zorba değilsin!


Seyyid Kutub

Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.


Süleyman Ateş

Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.


Süleymaniye Vakfı

Yoksa tepelerine dikilecek değilsin.


Tefhim-ul Kuran

Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin.


Yaşar Nuri Öztürk

Üzerlerine musallat bir despot değilsin.