ALAK SURESİ


Ayet Getir
96-ALAK 10. Ayet

عَبْدًا إِذَا صَلَّى

Abden izâ sallâ.

Bayraktar Bayraklı

(9-10) Allah'a yönelen bir kulu engelleyeni gördün mü?


Edip Yüksel

Desteklerken bir kulu?


Erhan Aktaş

Salla1 ederken bir kulu! 1- Çağrıda bulunan. Salat sözcüğü, ilk bu ayette geçmektedir. Bu surenin, vahyedilen ilk sure olduğu dikkate alındığında, “salla” sözcüğüne namaz anlamı vermek önemli bir yanılgıdır. Bu yanılgı; bundan sonra da bu sözcüğe, geçtiği her yerde namaz anlamının verilmesine neden olmaktadır. Şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmek, ibadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak, dua, çağrıda bulunmak, namaz, rahmet, destek, dayanışma, Yahudi tapınağı, havra gibi anlamlara gelen “salat” sözcüğünün bu ayetteki karşılığı, çağrıda bulunmak, insanları İslam’a davete destek olmaktır.


Muhammed Esed

(Allah'ın) bir kulu(nu) namazdan?


Mustafa İslamoğlu

ibadete kalkan bir kula!


Süleyman Ateş

Namaz kılarken bir kulu (namazdan)?


Süleymaniye Vakfı

İbadet ederken, bir kula karşı koyanı?


Yaşar Nuri Öztürk

Bir kulu namaz kılarken.


Ayetin Tefsiri

MEAL
10.) ibadete11 kalkan bir kula!12
(M.İ)
9-10.) İnsanları hak dine çağıran kulu [Muhammed'i] engellemeye çalışan o [Ebû Cehil] kâfirine ne demeli?!
(M.Ö)
9-10.) “Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü?”
(A.K)

TEFSİR
"Kul"dan kasıt, Rasulullah'tır. Kur'an-ı Kerim'in pek çok yerinde Rasulullah'tan bu şekilde söz edilmiştir. Mesela İsra suresinde, "Eksikliklerden uzaktır. O (Allah) ki geceleyin kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksa'ya yürüttü." (İsra, 1) buyurulmuştur. Kehf suresi birinci ayette de şu şekilde ifade edilmiştir: "O Allah'a hamdolsun ki, kuluna Kitab'ı indirdi." Cin suresinde ise şöyledir: "Allah'ın kulu kalkıp O'na yalvarınca üzerine üşüştüler. (Cin, 19) Bundan anlaşılıyor ki, bu ifade özel bir üsluptur. Ve Allah (c.c.) Kitabında Rasulullah için kullanılmıştır. Ayrıca bu ayetten şu da anlaşılıyor; Allah (c.c.) Rasulullah'a risalet verdikten sonra namaz kılmasını öğretti. Namaz kılmanın şekli hakkında Kur'an'ın hiç bir yerinde açıklama yoktur. Dolayısıyla bu da Rasulullah'a sadece Kur'an'da yazılı olan vahyin dışında bazı talimatlar verildiğinin de işaretidir.
(MEVDUDİ)

Sen şu namaz kılan bir kulu bundan engellemeye çalışanı, namaza engel koyanı, namazdan nehy edeni gördün mü? Bir baksana şu Allah kulunun namazına engel olmaya çalışıp, onunla namaz arasına barikatlar koymaya sa’y edene. Bu âyetler de Ebu Cehil ve onun gibi kıyâmete kadar namaz kılanı engellemeye soyunan, dini yalanlayıp ondan yüz çeviren tâğutları anlatır.
(A.KÜÇÜK)

“Âbden izê sâllê” namaz kılan bir kula. İkisini birleştirip öyle mana vereyim. Namaz kılan bir kula engel olan şu adama baksana. Aslında sebebi nüzulü ne olursa olsun, ki Ebu Cehil derler. Allah resulü Kâbe de namaz kılacak zamanı sormuş, o buraya geliyor mu, namaz kılıyor mu? Evet demişler. Vallahi demiş o geldiğinde ensesine ayağımla basacağım secdeye kapandığında. Allah resulü gelmiş fakat Ebu Cehil bunu yapmak için adım attığında yapamamış, başaramamış. Rivayetin devamında daha farklı şeyler anlatılıyor ama bir biçimde başaramamış. Burada aslında namaz kılanı engelleme isteğinin olduğunu görüyoruz müşriklerde.

Fakat burada sadece sebebi nüzulüne mebni anlayamayız, bugün de öyle değil mi. İbadeti engellemek aslında sadece namazla sınırlı değil, ibadete mani olmak. İbadeti engelleyen herkes o çağın Ebu Cehil’ idir. Hangi ibadet olursa olsun. Yani bir mü’minin ibadetine mani olmaya kalkmak Ebu Cehillik yapar kim olursa olsun. Burada o tipten bahsediyor veya o düşünceden bahsediyor. Aslında buna şunu da ekleyebiliriz; Bir insanı meşgul ederek ibadetten alıkoymakta bu ayetlerin kapsamına girer. Eğer bir insan bir başkasını meşgul edip ibadetten alıkoyuyorsa o da onu engelliyor anlamına gelir.
11 Veya: "namaza". Bir insanı meşgul ederek ibadetten alıkoymak da bu kapsama girer.
12 Burada namaza engel olmaktan amaç, dinin sosyal hayatta görünür kılınmasına engel olmaktır. Bununla amaçlanan sosyal hayatı Allah'tan koparmaktır. Allah'tan kopmuş bir sosyal hayat anlam ve ahlâktan da kopmuş olacaktır. Hangi çağda yaşanırsa yaşansın, bunun adı "Ebu Cehillik"tir.
(M.İSLAMOĞLU)