ABESE SURESİ

Ayet Getir

كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا أَمَرَهُ

Kellâ lemmâ yakdı mâ emerahu.

Bayraktar Bayraklı

Hayır! İnsan, Allah'ın emirlerini yerine getirmedi.


Cemal Külünkoğlu

Hayır, (insan) hala Allah'ın kendisine emrettiğini yapmadı (Allah'ın istediği gibi yaşamadı).


Diyanet İşleri (eski)

Hayır; Allah'ın kendisine buyurduğunu hala yerine getirmemiştir.


Diyanet Vakfi

Hayır! (İnsan) Allah'ın emrettiğini yapmadı.


Edip Yüksel

Ne var ki O’nun kendisine emrettiğini yerine getirmedi.


Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır hayır, doğrusu o hiç onun emrini tam eda etmedi


Muhammed Esed

Hayır, (insan) Allah'ın kendisine buyurduklarını henüz yerine getirmiş değildir!


Mustafa İslamoğlu

Evet, (hiçbir insan) O'nun emirlerini asla kusursuz olarak yerine getirememiştir.


Seyyid Kutub

Hayır, insan hala Allah'ın kendisine emrettiğini yapmadı.


Süleyman Ateş

Hayır, insan, O'nun kendisine emrettiğini yapmadı.


Süleymaniye Vakfı

Yok, yok… O, Allah’ın verdiği emri tutmadı.


Tefhim-ul Kuran

Hayır; ona (Allah'ın) emrettiğini yerine getirmedi.


Yaşar Nuri Öztürk

Hayır, hayır! O, O'nun kendisine emrettiğini hiç yerine getirmedi.


فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ إِلَى طَعَامِهِ

Felyanzuril insânu ilâ taâmihî.

Bayraktar Bayraklı

İnsan, yediğine bir baksın!


Cemal Külünkoğlu

Bir de insan, yiyeceklerin(in kaynağın)a bir baksın.


Diyanet İşleri (eski)

İnsan, yiyeceğine bir baksın;


Diyanet Vakfi

İnsan, yediğine bir baksın!


Edip Yüksel

İnsan, yiyeceğine bir baksın!


Elmalılı Hamdi Yazır

Bir de insan taamına baksın


Muhammed Esed

Öyleyse insan, yiyeceklerin(in kaynağın)a bir baksın:


Mustafa İslamoğlu

İnsanoğlu yediklerine bir baksın:


Seyyid Kutub

İnsan yiyeceğine bir baksın.


Süleyman Ateş

İnsan şu yiyeceğine baksın.


Süleymaniye Vakfı

O adam bir de yiyeceğine baksın.


Tefhim-ul Kuran

Bir de insan, yediğine bir bakıversin;


Yaşar Nuri Öztürk

Hadi, bakıversin insan, kendi yiyeceğine!


أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاء صَبًّا

Ennâ sabebnâl mâe sabbâ(sabben).

Bayraktar Bayraklı

(25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Cemal Külünkoğlu

Gerçekten biz, suyu (yağmuru) bol bol yağdırdık.


Diyanet İşleri (eski)

Doğrusu suyu bol bol indirmekteyiz.


Diyanet Vakfi

(25-32) Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Edip Yüksel

Biz suyu döktükçe döktük.


Elmalılı Hamdi Yazır

Biz o suyu bir döküş dökmekteyiz


Muhammed Esed

(nasıl) suyu bolca indirmekteyiz;


Mustafa İslamoğlu

Elbet suyu tarifsiz bir cömertlikle Biz indirmekteyiz;


Seyyid Kutub

O suyu döktükçe döktük.


Süleyman Ateş

Biz suyu iyice döktük.


Süleymaniye Vakfı

Suyu, bolca biz yağdırdık.


Tefhim-ul Kuran

Hiç şüphe yok biz, suyu akıttıkça akıttık,


Yaşar Nuri Öztürk

Biz suyu döktük de döktük.


ثُمَّ شَقَقْنَا الْأَرْضَ شَقًّا

Summe şekaknâl arda şekkâ(şekkan).

Bayraktar Bayraklı

(25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Cemal Külünkoğlu

(26-31) Sonra toprağı (bitkileri çıkarmak için) göz göz yardık. Böylece onda taneler bitirdik. Üzüm (bağları) ve yoncalar, zeytin (ağaçları) ve hurmalıklar, boyları birbiriyle yarışan iç içe girmiş ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar yetiştirdik.


Diyanet İşleri (eski)

(26-31) Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.


Diyanet Vakfi

(25-32) Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Edip Yüksel

Toprağı yardıkça yardık.


Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra o Arzı bir yarış yarmaktayız


Muhammed Esed

ve sonra toprağı (daha da büyüterek) parça parça yarmaktayız,


Mustafa İslamoğlu

sonra toprağı tarifsiz bir incelikle yarmaktayız;


Seyyid Kutub

Sonra toprağı güzelce yardık.


Süleyman Ateş

Sonra toprağı güzelce yardık da,


Süleymaniye Vakfı

Sonra toprağı çatlak çatlak ettik.


Tefhim-ul Kuran

Sonra yeri de yardıkça yardık;


Yaşar Nuri Öztürk

Sonra yeryüzünü yardık da yardık.


فَأَنبَتْنَا فِيهَا حَبًّا

Fe enbetnâ fîhâ habbâ(habben).

Bayraktar Bayraklı

(25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Cemal Külünkoğlu

Ardından orada dâneler bitirdik.


Diyanet İşleri (eski)

(26-31) Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.


Diyanet Vakfi

(25-32) Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Edip Yüksel

Ve orada taneler bitirdik,


Elmalılı Hamdi Yazır

Bu suretle onda daneler


Muhammed Esed

bu sayede ondan tahıllar yetiştirmekteyiz,


Mustafa İslamoğlu

derken orada tohumu yetiştirmekteyiz...


Seyyid Kutub

Orada bitirdik, taneleri.


Süleyman Ateş

Orada bitirdik: Dâne,


Süleymaniye Vakfı

Arkasından orada daneler bitirdik,


Tefhim-ul Kuran

Böylece onda bitirdik; taneler,


Yaşar Nuri Öztürk

Ardından orada dâneler bitirdik.


وَعِنَبًا وَقَضْبًا

Ve ineben ve kadben.

Bayraktar Bayraklı

(25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Cemal Külünkoğlu

(26-31) Sonra toprağı (bitkileri çıkarmak için) göz göz yardık. Böylece onda taneler bitirdik. Üzüm (bağları) ve yoncalar, zeytin (ağaçları) ve hurmalıklar, boyları birbiriyle yarışan iç içe girmiş ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar yetiştirdik.


Diyanet İşleri (eski)

(26-31) Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.


Diyanet Vakfi

(25-32) Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Edip Yüksel

Üzümler, çayırlar,


Elmalılı Hamdi Yazır

Üzümler, yoncalar


Muhammed Esed

ve üzüm bağları ve yenebilir otlar,


Mustafa İslamoğlu

Mesela üzüm bağları, sebze bahçeleri,


Seyyid Kutub

Üzümler, yoncalar,


Süleyman Ateş

Üzüm, yonca,


Süleymaniye Vakfı

Üzümü, yoncayı,


Tefhim-ul Kuran

Üzümler, yoncalar,


Yaşar Nuri Öztürk

Üzümler, yoncalar,


وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا

Ve zeytûnen ve nahlen.

Bayraktar Bayraklı

(25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Cemal Külünkoğlu

(26-31) Sonra toprağı (bitkileri çıkarmak için) göz göz yardık. Böylece onda taneler bitirdik. Üzüm (bağları) ve yoncalar, zeytin (ağaçları) ve hurmalıklar, boyları birbiriyle yarışan iç içe girmiş ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar yetiştirdik.


Diyanet İşleri (eski)

(26-31) Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.


Diyanet Vakfi

(25-32) Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Edip Yüksel

Zeytinler, hurmalar,


Elmalılı Hamdi Yazır

Zeytinlikler hurmalıklar


Muhammed Esed

zeytin ağaçları ve hurmalıklar,


Mustafa İslamoğlu

zeytinlik ve hurmalıklar,


Seyyid Kutub

Zeytinler, hurmalar.


Süleyman Ateş

Zeytin, hurma,


Süleymaniye Vakfı

Zeytini, hurmayı,


Tefhim-ul Kuran

Zeytinler, hurmalar,


Yaşar Nuri Öztürk

Zeytinlikler, hurmalıklar,


وَحَدَائِقَ غُلْبًا

Ve hadâika gulbâ(gulben).

Bayraktar Bayraklı

(25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Cemal Külünkoğlu

(26-31) Sonra toprağı (bitkileri çıkarmak için) göz göz yardık. Böylece onda taneler bitirdik. Üzüm (bağları) ve yoncalar, zeytin (ağaçları) ve hurmalıklar, boyları birbiriyle yarışan iç içe girmiş ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar yetiştirdik.


Diyanet İşleri (eski)

(26-31) Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.


Diyanet Vakfi

(25-32) Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Edip Yüksel

İri ve sık ağaçlı bahçeler,


Elmalılı Hamdi Yazır

Âfâka ser çekmiş dilber bağçeler


Muhammed Esed

ve ağaçlarla dolu bahçeler,


Mustafa İslamoğlu

balta girmemiş sulak ormanlar,


Seyyid Kutub

İri ve sık ağaçlı bahçeler.


Süleyman Ateş

İri ve gür bahçeler,


Süleymaniye Vakfı

Gür bitkili bahçeleri,


Tefhim-ul Kuran

Boyları iri ve birbiri içine girmiş ağaçlı bahçeler.


Yaşar Nuri Öztürk

Gür çimenli, bol ağaçlı bahçeler,


وَفَاكِهَةً وَأَبًّا

Ve fâkiheten ve ebbâ(ebben).

Bayraktar Bayraklı

(25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Cemal Külünkoğlu

(26-31) Sonra toprağı (bitkileri çıkarmak için) göz göz yardık. Böylece onda taneler bitirdik. Üzüm (bağları) ve yoncalar, zeytin (ağaçları) ve hurmalıklar, boyları birbiriyle yarışan iç içe girmiş ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar yetiştirdik.


Diyanet İşleri (eski)

(26-31) Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.


Diyanet Vakfi

(25-32) Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Edip Yüksel

Meyveler ve sebzeler…


Elmalılı Hamdi Yazır

Meyveler, çayırlar neler yetiştirmekteyiz


Muhammed Esed

meyveler ve otlar,


Mustafa İslamoğlu

meyveli ve meyvesiz bitkiler;


Seyyid Kutub

Meyveler ve çayırlar.


Süleyman Ateş

Meyva ve çayır;


Süleymaniye Vakfı

Meyveleri ve otlakları biz yetiştirdik.


Tefhim-ul Kuran

Meyveler ve otlaklıklar.


Yaşar Nuri Öztürk

Meyve, otlak/sebze.


مَّتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ

Metâan lekum ve li en’âmikum.

Bayraktar Bayraklı

(25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Cemal Külünkoğlu

(Bütün bunları) sizin ve hayvanlarınızın faydalanması için yaptık.


Diyanet İşleri (eski)

Bunlar sizin ve hayvanlarınız için geçimliktir.


Diyanet Vakfi

(25-32) Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.


Edip Yüksel

Size ve hayvanlarınıza bir geçimlik olarak.


Elmalılı Hamdi Yazır

Sizin ve davarlarınızın intifaı için


Muhammed Esed

sizin için ve hayvanlarınızın beslenmesi için.


Mustafa İslamoğlu

sizin ve hayvanlarınızın (beslenmesi) için...


Seyyid Kutub

Sizin ve hayvanlarınızın yararına.


Süleyman Ateş

Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için.


Süleymaniye Vakfı

Hem siz yararlanın, hem küçük ve büyükbaş hayvanlarınız yararlansın diye.


Tefhim-ul Kuran

Size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere.


Yaşar Nuri Öztürk

Sizin ve hayvanlarınızın yararına.


فَإِذَا جَاءتِ الصَّاخَّةُ

Fe izâ câetis sâhhatu.

Bayraktar Bayraklı

Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,


Cemal Külünkoğlu

Kulakları sağırlaştıracak o kıyamet gürültüsü geldiği zaman.


Diyanet İşleri (eski)

O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman;


Diyanet Vakfi

Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,


Edip Yüksel

Sonra, o müthiş patlama gerçekleşince,


Elmalılı Hamdi Yazır

Amma geldiği vakıt o Sahha (o sayhasını dinletecek belâ)


Muhammed Esed

Ve böylece, (yeniden dirilmenin) o kulakları sağır eden çağrısı duyulduğunda,


Mustafa İslamoğlu

Ve nihayet kulakları sağır eden o (mahşer) çığlığı koptuğunda;


Seyyid Kutub

Kulakları sağır edercesine yüksek o gürültü geldiği zaman.


Süleyman Ateş

Çarpınca kulakları sağır eden o gürültü geldiği zaman,


Süleymaniye Vakfı

Kulakları sağır eden o çığlık kopunca;


Tefhim-ul Kuran

Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme' geldiği zaman,


Yaşar Nuri Öztürk

Şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiğinde,